Mona Lisa tablosunun aslında neden tanınıp, dünyaca ünlü olduğunu biliyor muydunuz?
Celil Sadık, Uygarlığın Ayak İzleri kitabında Mona Lisa için ayrı bir bölümle anlatmış bu hikâyeyi.
Ve en çarpıcı soru, eğer Mona Lisa’yı bilmiyor olsaydınız ve onu bir kafede ya da sokakta bir yerde görseydiniz yine de ilginizi çeker miydi? Sanatta, sanatçı eseri bitirdiği an artık o eser sanatçının değildir. Tüm tarih boyunca biz eserlere farklı gözlerle bakar, farklı anlamlar yükleriz.
Leonardo Da Vinci, Mona Lisa tablosuna 1503 yılında zengin ipek tüccarı Francesco de Giocondo’nun karısının portresini yaptırmak istemesiyle başlıyor. Farklı eserlerine farklı teknikler kullanan Da Vinci, bu eserinde de Sfumato tekniğini kullanmıştır. Sfumato tekniğini şu anki bulanıklık özelliğiyle tanımlayabiliriz. Sanatçı ise Resim Üzerine İncelemeler adlı eserinde şu şekilde tanımlamıştır:
“Resim yaparken kaba dış hatları kullanmayın, onları yumuşak ve ince hale getirin. Gölge ile ışığın birleştiği yerde renkler çizgi gibi değil, bir sis bulutu gibi olsun.”
Tanımladığı bu teknikle öyle uğraşmıştır ki tablosunun üzerinde dört yıl çalışmıştır. Fakat hiçbir zaman bitirmediği ve tablonun küçük boyutu sayesinde her yere yanında götürdüğü biliniyor. Neden hiç bitiremediği bilinmiyor.
Resimde Sfumato tekniği öyle güzel kullanılmıştır ki, arka plana baktığınızda bunu görebilirsiniz. Çizgi değil sis bulutu oluşturmakla ilgileniyor. Tablo ahşap üzerine yağlı boyadır.
Bir diğer merak edilen konu ise Mona Lisa’nın gülüp gülmediğidir. Hatta Leonardo Da Vinci’nin Mona Lisa’nın yüzünü yakalamak için resim yaparken çalgıcılar ve soytarılar çağırdığı söyleniyor. Cesare Maccari’nin “Leonardo Da Vinci, Mona Lisa’yı çiziyor” adlı eserinde bu ortamı görebilirsiniz.
Mona Lisa’nın başındaki siyah tülden yakın zamanda yasta olduğu düşünülüyor ve bu nedenle de gülümsemesinin bu şekilde olduğu düşünülüyor. Buradan hafifte olsa gülümsediği çıkarımını yapabiliriz sanırım.
Gelelim tablonun Louvre Müzesindeki yıllarına. O dönemler sanatçılar arasında ünlü olsa da dünyaca bir ünü, farkındalığı yoktu Mona Lisa’nın. Louvre Müzesi, 1900’lerin başında bir karar verdi. Artık sanat eserlerini cam kaplamalarıyla koruyacaklarını açıkladılar. Bu habere sanatçılar çok sinirlendi, insanların eseri rahatça inceleyemeyeceklerini ve kendi yansımalarını göreceklerini öne sürdüler. Ki bana kalırsa haklı bir durum. Bu durumu eleştirmek isteyen ressam Louis Beroud, bir resim yapacaktı. Mona Lisa’nın karşısına geçip kendi yansımasına bakarak saçlarını düzelten bir mankeni resmetmek istedi. Fakat ismi bu şekilde tarihe geçmek yerine Mona Lisa’nın kaybolduğunu fark ettiren kişi olarak geçmiştir. Çünkü bu resmi yapmak için gittiğinde karşısında Mona Lisa’yı bulamaz. Mona Lisa çalınmıştır.
Bu olaydan bir gün önce, eserleri cam korumalara alan görevlilerden biri olan Peruggia isimli milliyetçi adam, İtalyan sanatçıların eserlerinin Fransız müzesinde sergilenmesine sinirlenmiştir. Buna çok içerlemiş olacak ki bir eseri çalmak için o gün müzeye gitti. Fakat esere öyle bir çekilmiş olacak ki o günün talihlisi Mona Lisa oldu! Tekrar etmekte fayda var o döneme kadar Mona Lisa sadece sanatçılar ve sanata ilgisi olan azınlık tarafından biliniyordu. Fakat Mona Lisa çalınmıştı ve bu bir gün sonra fark edilmişti! Mona Lisa git gide ünlü oldu, neden çalındığı nasıl çalındığıyla alakalı teoriler üretilmeye başladı. Her şeyin üzerinde Mona Lisa resmi vardı ve herkes bunu konuşuyordu. Peruggia zamanla unutulur sandı fakat unutulmadı. Peruggia tabloyu, yaklaşık 2 sene boyunca otel odasının yatağının altında sakladı. Daha sonra satmak isteyip dışarı çıkardığında otel görevlileri, otelden bir tablo çaldığını düşünerek polisi aradılar ve her şey ortaya çıktı. Bu dönemde Mona Lisa’nın Louvre ’da boş kalan yeri bile binlerce ziyaretçi toplamıştır. Ve bulunduktan sonra yani yaklaşık 3-4 sene sonrasında tekrar Louvre Müzesi’ne döndüğünde de on binlerce ziyaretçi akın etmiştir. Günümüzde de müzeyi günde yaklaşık 25 bin kişi ziyaret ediyor. Ve bu şekilde dünyaca ünlü tablolar arasına giriyor. Bir hırsızlık hikayesinden oluşan bu olağanüstü ün günümüzde hala devam etmekte.
Peki baştaki sorumuza geri dönelim. Sanatçılar ve sanata büyük ilgi duyanları dışarıda tutarsak, Mona Lisa’yı bir restoranda ya da kafede görseydik yine de bu kadar ilgilenir miydik?
Mona Lisa'nın neden ünlü olduğunu daha önce okumamıştım. Bazen beklenmedik olaylar büyük sonuçlar doğurabiliyor, tıpkı buradaki gibi. Ama sanırım Mona Lisa ünlü olmasaydı ve sıradan bir yerde görseydim benim ilgimi çekmezdi. Incelesem dahi hayranlık duyacağım bir eser olmazdı.