top of page
IMG_2170.JPG
hannealtina

Kaderine terk edilmiş bir kale: Afyonkarahisar Kalesi

Afyon kalesi geçmişiyle ne kadar büyülüyorsa şimdiki haliyle bir o kadar üzüyor!

Afyon kalesine giriş ücretsiz bir güvenlik ya da ekip bulunmuyor. Kale şehir merkezinde olduğundan ulaşım kolay. Afyonkarahisar kalesini görmek için Ulu camii önüne aracınızı park edip dik merdivenlerden çıkmaya başlıyorsunuz.

Ve sizi sonsuz bir döngü bekliyor. İtiraf etmeliyim, hiç kolay değildi! Rahat kıyafetler giymeli ve mutlaka ama mutlaka yanınıza bolca su almalısınız. Bu kalenin tamı tamına 560 basamağı mevcut, bu basamaklar eski olduğundan eşit ve düzenli değil. 226 metre yükseklikte bir volkanik dağ kütlesi üzerinde yer alıyor kale. Bir nevi dağı tırmanıyorsunuz aslında. Yazın sıcak havalarda çıkmanızı önermem sizin için zorlayıcı olabilir. Merdivenin yanında korkuluk yok o nedenle çocuklarla gelmeye çok uygun bir mekân değil. Çok yaşlı ve hastaysanız da bu kaleye çıkmanızı tavsiye etmem. Yıllardır teleferik yapılacağı söyleniyormuş fakat halk tarafından bu umut artık kaybolmuş diyebiliriz. Ancak eğer teleferik yapılırsa ve bir güvenlik bulundurarak zarar verilmesi önlenirse çok daha önemli bir konum haline gelebilir.

Afyonkarahisar Kalesinin tarihi çok eskilere MÖ. 1350 yılında Hitit İmparatoru 2. Murşil zamanında, Arzava Seferi’nde sağlam bir koruma sağladığı için müstahkem mevki olarak kullanılmış. 7/24 devriye atılan güvenli bölgelerden olduğu biliniyor. Sonrasında Hapanuva adını almıştır. Kale sonrasında Bizans ve Selçuklular zamanında da önemli çarpışmalara ev sahipliği yapmıştır.

Kaleye çıktığınızda içerisinin boş ve bakımsız olduğunu göreceksiniz. Kalenin restorasyonu o kadar kötü yapılmış ki insan bu tarihi yapının geldiği hale üzülüyor. Eski taşlar ve yeni taşlar arasındaki fark çok bariz. İnsanların duvarlara çizdikleri, yazdıkları şeylerle turistik bir mekândan çok münzevi mekânı olmaya daha uygun görünüyor. Bu da benim gibi tarih ve kültür severleri üzüyor. Fakat yine de yukarıdan görülen Afyonkarahisar manzarası görülmeye değer. Ve onca basamağın hepsini çıktıktan sonra gelen o gurur çok değerli. O nedenle kendinize güveniyorsanız, çıkmalısınız.

“Anadolu’nun Kilidi Afyon” kitabından aktarılanlar ise şu şekilde:

“Kalenin zirvesinde MÖ.1200-700 tarihleri arasında Anadolu’da yaşamış olan Frigler Dönemi'ne ait kültür izlerine rastlanmakta olup, Ana Tanrıça Kybele’ye adanmış birçok tapınma yeri ile 4 adet büyük sarnıç (su çukuru) bulunmaktadır. Surları, Selçuklu Sultanı Alâaddin Keykubat zamanında kale dizdarı olan Mimar Bedrettin Gevhertaş tarafından 1235 yılında onarılmış, ayrıca kaleye küçük bir mescit ile yanına saray yaptırılmıştır. 1573’te Osmanlı Sultanı II. Selim’in emriyle Mahmut Bey tarafından burçları, sarnıçları ve kulesi tekrar onarılmıştır. “


Kaleye çıktıktan sonra dinlenmeyi unutmayın.

Daha sonra içeriyi gezebilir, indikten sonra da aşağıdaki Ahmet-Mehmet Efendi türbesini ziyaret edebilirsiniz. Kaleden indiğinizde yolunuzun üzerinde olacak.

Yolda Afyon’a özel şeyler satan satıcılar göreceksiniz. Bu yerleri gezebilir, çarşının keyfini çıkarabilirsiniz.

Şimdiden kolay gelsin! Başarabilirsiniz.

6 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page