Müthiş bir tarihi olan, Yedikule Hisarı Müzesi olarak geçen Yedikule Zindanlarına ücretsiz girmek için bir gün öncesinden kendi sitesinden randevu alabilirsiniz. Ya da kapı girişinde öğrenci: 25₺ sivil: 100₺ ödeyerek biletle giriş yapabilirsiniz. Kendi içinde farklı etkinlikleri olan bir müze. Akşam fenerle gezi, açık hava sineması bu etkinliklerden bazıları. Girerken size bir kitapçık veriyorlar, gezerken Hisar’ın tarihini de okuyarak gezmiş oluyorsunuz.
Hisar zamanında içinde evler bulunan bir köy işlevi görmekteydi. Mahkumların bu evlerde gezebildiği rivayet ediliyor. Hatta Hristiyan mahkumların kendilerine rahip çağırabildiği ve kendi aralarında ayin yapabildikleri kaynaklarda geçiyor.
Hisar, öncelikle Altın Kapı ve kapının iki yanında bulunan kara surlarının dört adet kulesine eklemlenerek inşa edilmiştir. İlk yapıldığı dönem dört adeti Bizans ve üç adeti Osmanlı Döneminden olmak üzere toplam yedi kuleden oluşuyordu. Bu efsanevi yedi kule zamanla içerisinde bulunduğu hisara ve daha sonra da çevresindeki semte ismini vermiştir. Bizans döneminden günümüze sadece Altın Kapı ve iki yanında bulunan mermer kuleler ulaşabilmiştir. Kuzey uçta bulunan kule Osmanlı döneminde yeniden inşa edilirken, güney uçtaki kule tamamen yıkılmıştır.
Osmanlı devletinde Hisar, hazinenin muhafaza edilmesi için kullanılırken aynı zamanda seçkinlerin zindanı olarak kullanılmıştır. Zaman içinde bir sürü işlevde kullanılan hisar 1895 yılı itibariyle müze olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Hisar içindeki Büyük Altın Kapı Bizans Dönemi’nin en itibarlı kapısı kabul edilmekteydi. Hatta imparatorların tören ile bu kapıdan giriş çıkışlarını yaptıkları biliniyor. Kapı, ismini tunç kapı kanatlarında süslemelerinde kullanılan altın varaklardan almıştır.
Osmanlı Dönemi’nde Müslüman tutuklular Altın Kapı’nın iki yanında bulunan mermer kulelerde tutuluyordu. Bu hücrelerin en ünlü mahkûmu Genç Osman’dır. Güney mermer kulelerde tutturularak, türlü işkencelerle şehit edildiği biliniyor. Genç Osman’ı şehit eden Sadrazam Kara Davud Paşa da aynı yerde Güney Kule’de idam edilmiştir. Yine çok ünlü siyaset ve din adamlarının suçları karşılığında bu kuleye hapsedildiği sonrasında da idam edildiği biliniyor.
Kulelerden birinde Kan Kuyu’su adı verilen bir kuyu bulunuyor. İçi çok derin ve düşen birinin kurtulması imkânsız. Mahkumlar idam edildikçe kesilen kafaları bu kuyuya atılmış ve zamanla kuyunun ismi Kan Kuyusu olmuştur.
Mahkumların duvarlara yeniçerilerin işareti olan çapa figürünü kazıdıkları görülüyor.
Müslüman mahkumlar mermer kulelerde tutulurken yabancı mahkumlar zindan kulesinde tutuluyordu. Hatta bu kuleyle ilgili bir efsane dahi dolaşıyor, kulede çığlıkların hala duyulduğu söyleniyor. Zamanında kuleye hapsedilen mahkumlardan biri paganmış. Askerler bu mahkûmu çeşitli işkencelere maruz bırakırlar. Pagan işkencelere dayanmaya çalışsa da bir süre sonra katlanamaz ve ölür. Ölürken de Latince çığlıklar atarak bir lanet okuduğu söylenir. Çığlıklarının bu kulede asla susmayacağını söylediği rivayet ediliyor. Kim bilir belki de gittiğinizde siz de çığlıkları duyabilirsiniz.
Comentarios